Operasyonel Teknoloji (OT) Siber Güvenliği Nedir?

ersinerol avatarı

Operasyonel Teknoloji (OT) Siber Güvenliği

Günümüzde operasyonel teknoloji (OT) siber güvenliği, endüstriyel sistemlerin güvenli, kesintisiz ve verimli çalışmasını sağlamak için olmazsa olmaz bir alan haline geldi. Üretimden enerjiye, sağlık sektöründen su dağıtımına kadar birçok endüstri, OT sistemlerini koruyarak hem ekonomik hem de sosyal açıdan kritik hizmetlerin sürdürülebilirliğini sağlamak zorunda. Bu yazıda OT siber güvenliğini, bilgi teknolojisi (IT) ile farklarını, karşılaşılan tehditleri ve en iyi güvenlik stratejilerini detaylıca ele alacağız.

OT Nedir ve Neden Kritik?

OT, endüstriyel süreçlerin ve fiziksel sistemlerin çalışmasını sağlayan donanım ve yazılım bileşenlerini ifade eder. Bu sistemler, üretim hatlarından enerji santrallerine, trafik kontrol sistemlerinden su arıtma tesislerine kadar geniş bir yelpazede kullanılır. OT’nin en temel amacı, fiziksel süreçlerin güvenli ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır. Örneğin, bir enerji santralinin jeneratörlerini veya bir su arıtma tesisinin vanalarını kontrol etmek OT sistemlerinin görevidir.

OT’nin bu denli önemli olmasının arkasında, hizmet sürekliliği ve güvenliğinin doğrudan insan hayatını etkileyebilmesi yatmaktadır. OT sistemlerinde yaşanacak herhangi bir kesinti, şehirlerin karanlıkta kalmasına, su kaynaklarının zehirlenmesine veya üretim tesislerinin durmasına neden olabilir.

IT ve OT Siber Güvenliği: Farklar Nelerdir?

OT ve IT siber güvenliği arasındaki farkları anlamak, OT güvenlik stratejilerinin daha iyi tasarlanmasını sağlar. IT (Bilgi Teknolojileri) güvenliği, kurumsal veri ağlarının ve bilgi sistemlerinin korunmasına odaklanırken, OT güvenliği fiziksel varlıkların ve endüstriyel süreçlerin korunmasına yöneliktir.

Temel Farklar:

  • Öncelik:
    • IT: Verinin gizliliği ve bütünlüğü.
    • OT: Kesintisiz çalışma ve fiziksel güvenlik.
  • Güncelleme Sıklığı:
    IT sistemleri düzenli olarak güncellenir, ancak OT sistemleri sürekli çalışması gerektiğinden güncellemeler çok daha nadir ve dikkatli yapılır.
  • Tehdit Algısı:
    IT’de finansal motivasyonlu saldırılar yaygındır (örneğin veri hırsızlığı). OT’de ise saldırılar fiziksel zarara veya kesintiye yol açarak toplum sağlığını ve kamu düzenini tehdit eder.
  • Yaşam Döngüsü:
    OT sistemleri on yıllarca kullanılabilir ve eski yazılımlar hala kritik operasyonları yönetiyor olabilir. Bu da OT sistemlerini eski teknolojilerden kaynaklanan güvenlik açıklarına karşı savunmasız bırakır.

OT Sistemlerini Hedef Alan Tehditler

OT ortamlarına yönelik siber saldırılar, son yıllarda hem sayıca hem de karmaşıklık açısından büyük bir artış gösterdi. Özellikle enerji, sağlık, su ve kamu hizmetleri gibi kritik sektörler, siber suçluların ve devlet destekli saldırıların hedefi haline gelmiştir.

Başlıca Tehdit Türleri:

  1. Fidye Yazılımları:
    OT sistemlerini hedef alan fidye yazılımları, kritik hizmetlerin çalışmasını engelleyerek operatörleri yüklü ödemeler yapmaya zorlar. ABD’deki Colonial Pipeline saldırısı, OT güvenliğinin önemini gözler önüne seren çarpıcı bir örnektir.

  2. Tedarik Zinciri Saldırıları:
    Saldırganlar, OT varlıklarına erişmek için tedarik zincirindeki yazılımlara kötü amaçlı kodlar ekleyebilir. Bu durum, OT sistemlerinde güvenliğin yalnızca kendi ağlarıyla sınırlı kalamayacağını, tedarik zincirindeki tüm bileşenleri kapsaması gerektiğini gösterir.

  3. İç Tehditler ve İnsan Hataları:
    Yanlış yapılandırmalar, dikkatsizlik veya kasıtlı sabotaj gibi insan kaynaklı hatalar, OT sistemlerini tehlikeye atan yaygın faktörler arasındadır.

  4. Devlet Destekli Saldırılar:
    Kritik altyapılara yönelik bazı saldırılar, siyasi veya askeri hedeflere ulaşmak için devlet destekli siber aktörler tarafından gerçekleştirilmektedir. Örneğin, Stuxnet zararlı yazılımı, İran’ın nükleer tesislerine zarar vermek amacıyla tasarlanmış bir OT saldırısıdır.

IT-OT Yakınsamasının Güvenlik Üzerindeki Etkisi

Son yıllarda, endüstriyel işletmeler IT ve OT sistemlerini entegre ederek daha verimli operasyonlar ve daha fazla veri görünürlüğü sağlamaya çalışıyor. Ancak bu yakınsama, OT sistemlerinin ağ tabanlı tehditlere karşı daha savunmasız hale gelmesine neden oluyor. IT sistemlerinden OT sistemlerine yatay hareket eden saldırganlar, endüstriyel süreçlerde büyük kesintilere yol açabilir.

Örneğin, bir üretim tesisinin ERP sistemine yapılan bir siber saldırı, OT ortamına yayılabilir ve üretim hattının durmasına neden olabilir. Bu nedenle, IT ve OT güvenliği birlikte ele alınmalı ve iki alan arasında güçlü güvenlik duvarları oluşturulmalıdır.

OT Siber Güvenlik Stratejileri Güçlendirin

OT yapılarındaki stratejik yaklaşım ve çözümler  gerekmektedir. Bu aksiyonlardan bazıları IT yapılarında olan yaklaşımları benimser. Bazı öneriler şunlardır:

  1. Ağ Segmentasyonu:
    IT ve OT ağlarını birbirinden ayırarak, saldırganların bir sistemden diğerine geçiş yapmasını engelleyin.

  2. Derinlemesine Savunma (Defense in Depth):
    Birden fazla güvenlik katmanı uygulayarak saldırıların başarı şansını minimize edin. Güvenlik duvarları, izinsiz giriş tespit sistemleri (IDS) ve kimlik doğrulama yöntemleri kullanın.

  3. Güvenlik Açığı Yönetimi:
    OT sistemleri için düzenli güvenlik açıkları taramaları yapın ve kritik güncellemeleri planlı bir şekilde gerçekleştirin.

  4. Fiziksel Güvenlik Önlemleri:
    OT sistemleri yalnızca sanal değil, fiziksel olarak da korunmalıdır. Erişim kontrol sistemleri ve video izleme çözümleri, sahada gerçekleşebilecek sabotaj girişimlerine karşı önemlidir.

  5. İnsan Kaynağı ve Farkındalık Eğitimleri:
    Çalışanlara düzenli eğitimler vererek siber farkındalığı artırın. Özellikle sosyal mühendislik saldırılarına karşı personelin bilinçlendirilmesi kritik öneme sahiptir.

  6. Olay Müdahale Planları:
    Bir siber saldırı durumunda hızlı müdahale edebilmek için detaylı olay müdahale planları geliştirin ve düzenli olarak tatbikatlar yapın.

OT Güvenliğini Önceliklendirmek Neden Şart?

Operasyonel teknoloji siber güvenliği, sadece üretim süreçlerinin kesintisiz devam etmesini sağlamakla kalmaz; aynı zamanda kamu güvenliği ve ekonomik istikrar için de hayati bir rol oynar. Endüstriyel sistemlerin korunması, büyük çaplı zararlardan kaçınmak ve hizmet sürekliliğini sağlamak adına öncelikli bir konudur.

Gelişen tehditler karşısında, kurumların IT ve OT güvenlik stratejilerini uyum içinde yönetmeleri büyük önem taşır. Uygulanan güvenlik önlemleri, yalnızca siber saldırıları önlemekle kalmaz, aynı zamanda olası bir saldırının etkilerini de en aza indirir. OT güvenliği, geleceğin akıllı şehirleri ve dijitalleşen endüstrileri için vazgeçilmez bir yapı taşıdır.

OT ve IT dünyalarının buluştuğu noktada güvenlik önlemleri almak, sadece bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu zorunluluk, kritik altyapılarda hizmet veren tüm kurumların güvenlik kültürünü benimsemesi ve iş sürekliliğini sağlamak için proaktif adımlar atmasıyla mümkün olacaktır.

OT Siber Güvenliğinde SCADA, DCS, PLC ve HMI Sistemlerinin Rolü

Operasyonel Teknoloji (OT) sistemlerinde kullanılan bazı temel bileşenler, endüstriyel süreçlerin güvenli, verimli ve otomatik bir şekilde yürütülmesini sağlar. SCADA, DCS, PLC ve HMI gibi sistemler, farklı fonksiyonlar için tasarlansalar da birbirleriyle entegre çalışarak kritik altyapıları ve endüstriyel tesisleri işletir. Ancak, bu sistemlerin dijitalleşmesi ve ağa bağlanabilir hale gelmesi, onları siber tehditlere karşı savunmasız kılar. Bu bölümde, söz konusu sistemlerin işlevlerini ve siber güvenlik açısından neden önemli olduklarını ele alacağız.

1. SCADA (Supervisory Control and Data Acquisition)

SCADA sistemleri, geniş coğrafi alanlara yayılmış tesislerdeki ekipman ve süreçleri izlemek ve kontrol etmek için kullanılır. Enerji dağıtım ağları, su arıtma tesisleri ve petrol boru hatları gibi altyapılar SCADA sistemleriyle yönetilir.

  • Siber Güvenlik Riskleri: SCADA sistemlerinin genellikle internete açık arayüzlere sahip olması, uzaktan yönetim sırasında kötü amaçlı yazılımlar veya yetkisiz erişim risklerini artırır. Bir SCADA saldırısı, enerji veya su altyapılarının kesintiye uğramasına, hatta kamu güvenliğinin tehlikeye girmesine yol açabilir.
  • Örnek Olay: Ukrayna elektrik şebekesine yönelik 2015 yılı saldırısında SCADA sistemlerinin manipülasyonu sonucunda ülkenin bir bölgesinde ciddi elektrik kesintisi yaşanmıştır.

2. DCS (Distributed Control System)

DCS, bir üretim tesisindeki çeşitli kontrol cihazlarının merkezi bir sistem tarafından yönetildiği dağıtık bir yapıdır. Petrokimya tesisleri, rafineriler ve enerji santralleri gibi süreç odaklı endüstrilerde kullanılır.

  • Siber Güvenlik Açısından Önemi: DCS sistemleri, sürekli üretim süreçlerini optimize ederken siber saldırılara karşı savunmasız olabilir. Bir DCS saldırısı, kimyasal reaksiyonların veya enerji üretiminin dengesizleşmesine yol açarak hem mali kayıplara hem de güvenlik risklerine neden olabilir.
  • Önleyici Tedbirler: DCS ağlarını segmentlere ayırmak, kritik işlemleri yalıtmak ve yetkisiz erişimleri önlemek için çok katmanlı kimlik doğrulama mekanizmaları kullanmak gerekir.

3. PLC (Programmable Logic Controller)

PLC’ler, belirli bir makine veya ekipmanın kontrolünden sorumlu olan küçük boyutlu, programlanabilir cihazlardır. Üretim bantları, paketleme sistemleri ve otomasyon çözümlerinde yaygın olarak kullanılır.

  • Siber Güvenlik Tehditleri: PLC’lerin yazılım güncellemeleri sırasında kötü amaçlı kod enjeksiyonuna açık olması büyük bir risktir. Stuxnet vakasında, İran nükleer tesislerindeki santrifüjlerin PLC’leri manipüle edilerek fiziksel hasar verilmiştir.
  • Önerilen Güvenlik Önlemleri: PLC’lerin firmware güncellemeleri güvenilir kaynaklardan sağlanmalı ve fiziksel olarak korunmalıdır. Ayrıca, PLC’lere uzaktan erişimi sınırlandırmak da güvenlik açısından önemlidir.

4. HMI (Human-Machine Interface)

HMI sistemleri, operatörlerin endüstriyel süreçleri izleyip kontrol etmesine olanak tanıyan kullanıcı arayüzleridir. Örneğin, bir enerji santralinde HMI ekranı üzerinden tesisin tüm ekipmanlarının durumu izlenebilir.

  • Siber Güvenlik Açısından Zayıflıklar: HMI arayüzleri, kullanıcı giriş noktası olarak siber saldırılara açık olabilir. Bir saldırgan, HMI ekranını manipüle ederek operatörlerin yanlış kararlar vermesine neden olabilir. Ayrıca, HMI sistemlerinde kullanılan şifrelerin zayıf olması yetkisiz erişim riskini artırır.
  • Koruma Yöntemleri: HMI sistemlerinde güçlü kimlik doğrulama kullanmak, ekranların fiziksel olarak korunmasını sağlamak ve HMI yazılım güncellemelerinin düzenli olarak yapılması önemlidir.

BT ve OT Sistemlerinin Farklılıkları ve Yakınsaması

BT (Bilgi Teknolojisi) ve OT (Operasyonel Teknoloji) sistemleri, işlevsel olarak farklı amaçlara hizmet eder. Ancak dijital dönüşümün hız kazanmasıyla, bu iki alan giderek daha fazla yakınsıyor ve entegre çalışıyor.

KriterBT SistemleriOT Sistemleri
AmaçVeri işleme ve saklamaEndüstriyel süreçlerin kontrolü ve otomasyonu
Güvenlik ÖnceliğiGizlilik ve bütünlükSüreklilik ve güvenlik
Zaman HassasiyetiDüşükYüksek (Gerçek zamanlı müdahale gerekli)
Ömür DöngüsüKısa (3-5 yıl)Uzun (10-20 yıl)
Güncelleme SıklığıDüzenli yazılım güncellemeleriGüncellemeler sınırlı ve karmaşık olabilir
  • Yakınsamanın Getirdiği Riskler: OT sistemlerinin BT ağlarına bağlanması, endüstriyel süreçlerin siber tehditlere daha açık hale gelmesine neden olur. Geleneksel olarak yalıtılmış olan OT cihazları, şimdi BT ağlarının siber saldırı vektörlerinden etkilenebilir.
  • Önleyici Stratejiler: OT-BT yakınsamasında risk yönetimi için ağ segmentasyonu, güvenli uzaktan erişim çözümleri ve OT ağlarının düzenli olarak sızma testlerine tabi tutulması gerekir.

SCADA, DCS, PLC ve HMI gibi sistemler, modern endüstriyel süreçlerin temelini oluşturur. Ancak bu sistemlerin güvenliği sağlanmadığında, siber saldırılar kritik altyapıları devre dışı bırakabilir veya endüstriyel süreçlerde ciddi aksamalar yaratabilir. BT ve OT sistemlerinin entegrasyonu, siber güvenlik için yeni zorluklar ortaya çıkarsa da doğru stratejiler ve güvenlik önlemleriyle bu risklerin minimize edilmesi mümkündür. İşletmeler, süreçlerinin güvenliği için uçtan uca OT güvenlik stratejilerini benimsemeli ve hem BT hem de OT ekiplerinin birlikte çalışmasını sağlamalıdır.

Bu yaklaşımla, hem operasyonel süreklilik sağlanır hem de kritik altyapılar güvence altına alınmış olur.

ersinerol avatarı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir